Birinci şahsî fotoğraf standı “Loners In Wilderness”ı açan Cem Zeybek Üzümoğlu, “Temizlik, düzey değil de daha kirli hem Şen hem trajik anlatıyı içinde barındıran yerler hoşuma gidiyor” diyor.
Sergi
Kalyon Kültür’ün yeni standı “Kuytu” sandıklarda bekleyen 1203 etnografik eser ile nesneyi sanatseverlerle buluşturuyor ve günlük hayattan izlerin nasıl birer sanat yapıtına dönüşeceğini gösteriyor.
3300 Yıl Evvel şimdi dokuz yaşında Mısır tahtına geçen firavun Tutankhamun; trajik Ömür hikayesi, Ünlü mevt maskesi, tabutu da iç tümü som altından kıymet biçilemeyen eşyaları ve çözülemeyen gizemleriyle her yaştan milyonlarca insanın ilgisini çekiyor.
Mina’nın Çocukları, “Kolektif İyileşme” standı düzenledi. Bayanların toplumsal hayatta yaşadığı problemlere dikkat çeken stant mühletince yapılacak bağışlar depremzedeler için kullanılacak.
Maçka Sanat’ta 11 ili yıkan zelzeleden beş gün Evvel açılan “Neredeyiz” standı, adeta labirent üzere içinde kaybolduğumuz kentimize, konutumuza, ocağımıza odaklanıyor: Neredeydik nerelere geldik, nereliyiz, neredeyiz?
Murat Palta, x-ist’teki yeni standı ‘Logarithmic Growth’ta geçmişten bugüne uzanıp ortak bir hissede üzerinde yaşananları minyatürlere aktarıyor. Bu bilgiyle de istikbal üzerine öngörülerini paylaşıyor.
Bilim insanı Fahri Petek’in 1940’larda Paris’te çektiği portre fotoğraflar “Paris Okulu” standında buluştu. Müellif, Şair ve ressamların Fazla Özel kareleri bir yıldızlar geçidi adeta.
Tate Modern’deki “The Ey Exhibition: Cezanne” standı, sanatkarın işlerindeki birçok tansiyon ile çelişkiye odaklanıyor ve Cezanne’a dair yeni bir kavrayış getirmeyi amaçlıyor.
İstanbul’un işgal yıllarındaki günlük hayatına odaklanan “Meşgul Şehir” standı, Cumhuriyet’e giden yolun hangi evrelerden geçtiğini, emeği, çabayı, Fazla sesliliği, unutulmuş bireyleri, olayları bir Kez daha hatırlatıyor.
Saim Bugay, “Heykelin Sözü”yle anılıyor. Stant, başrolünde heykeller kadar “Öyle bir heykel yapacaksın ki onu ben anlayacağım, altına yazmayacaksın!” diyen Bugay’ın da olduğu bir sahne.