Efnan Atmaca- Cyrano de Bergerac yıllar öncesinden düne, bugüne ve yarına seslenen bir kahraman. Edmond Rostand’ın bu vakitsiz kahramanı insanın özünün dışı değil içi olduğu bildirisini verir bize. Genelgeçer hoşluk kalıplarının dışında bir fiziği vardır Cyrano’nun. Öbürleri kelam etmesin diye kendiyle dalga geçmeyi düstur edinen Cyrano burnunun büyüklüğüyle dalga geçer bütün lafazanlığıyla. Burnu kadar yüreği de büyüktür Cyrano’nun. Sözleri o denli hoş dizer Yan yana ki istediğini yerin tabanına batırır istediğini göğe çıkarır. Kelamları kadar cüreti de destansıdır, yeterli bir silahşordur tıpkı yeterli bir Şair olduğu üzere. O iri yürekte kuzeni Roxane vardır. çok âşıktır Roxane’a. Öylesine bir aşktır ki bu Roxane’ın gönlünü çalan adama kelamlarını verip onun mutluluğuna yardım etmekten Geri durmaz. Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkma üzere bir huyu olduğundan gün gelir Roxane sözlerine âşık olduğu adamın Cyrano olduğunu öğrenir. ancak iş, işten geçer.
Söz ustaya verilince
Usta oyuncu Bülent Emin Fayda, Cyrano olarak çıkıyor karşımıza. Direktör koltuğunda nihayet yılların tiyatro ismine en üretken isimlerinden Ahmet Sami Özbudak var. Hoşlar hoşu Roxane rolünde Ece Çeşmioğlu Ölmez, güzel ancak ağzı yüzü kadar Amel yapmayan Christian rolündeyse Mert Fırat. Özbudak sade lakin fonksiyonel bir arka fonu yerleştirdiği bir tiyatro sahnesi seçiyor oyunda. Sadelik yoluna giderek Cyrano’nun öze dikkat çeken iletisini ardına alıyor. Kelamı yüceltiyor, kelamla Bir arada oyuncuya oyuna taraf Eda imkânı tanıyor. Sazı eline Meydan Yarar üzere ehil bir oyuncu olunca da, ki kendisinin 25 Yıl Evvel de bu rolü üstlendiğini belirtelim, Cyrano Yeniden her kelamıyla kendine hayran bırakıyor. Yazdığı oyunlarla kaleminin ustalığını ve kıvraklığını gösteren Özbudak bu klasik oyunun yorumunda kendini Fazla katmayarak Rostand’a hayranlığını sunan bir sahnelemeye gidiyor. bütün ışıklar ortasında en Fazla Cyrano’nun gerçek hoşluğu ve aşkı sorgulamasının parlamasına dikkat ediyor. Haksız da sayılmaz; o denli hoş anlatıyor ki oyun gerçek hoşluğun nerede Kapalı olduğunu. Ya da insanın vücuda mi yoksa ruha mı âşık olduğunu o denli can Müşteri sorguluyor ki ekleme çıkarmaya pek de gerek kalmıyor. Günümüzde dayatılan bütün kalıplaşmış yargılara yıllar yıllar evvelden yanıt veriyor Cyrano her şiiriyle, her dizesiyle, her sözüyle. Aslında arkadaş meclislerinde ya da günlük sohbetlerde herkes tartışıyor bu mevzuları. Dayatılan fizikî kodlarının ya da aşk güzellemelerinin anlamsız olduğu anlatılıp anlatılıp duruluyor da kimse değişimin kendinden başladığını ayrım edip çekilemiyor bu yarıştan. Tahminen de Cyrano’nun kelamları bir fırsattır yürek arayanlara. Gidip kulak verin bu ölümsüz kahramana, iri kalbiyle yüreklendirir tahminen de bugünün tuzağından çırpınan ruhları. “Cyrano”, 24 Mayıs, 25 Mayıs ve 26 Mayıs’ta DasDas’ta.
Yorum Yok